top of page
uysalyuksek

Gohar homayounpour-Tahran'da Psikanaliz Yapmak

"Lacan, aşk üzerine anlamlı bir şey söylemenin mümkün olmadığını tartışır - ona göre, aşk üzerine konuşmaya başlar baş­lamaz, hayali bir dünyanın derinliklerine inilmektedir. Paradoksal olarak, aşka çok fazla zaman ayırır ve en sonunda da “analitik söylemde yaptığımız tek şey aşk üzerine konuşmaktır,” der. Kun­dera, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliğinde kelimenin en geniş anlamıyla aşk üzerine konuşmaktadır.


Bencillikten tamamen uzak bir sevgiydi bu: Tereza’nın Karenin’den(köpeği) hiçbir talebi yoktu; sevgisi karşılığında ondan asla kendisini sevmesini istememişti. Ya da romantik bir ilişkiyi paylaşan insanlara musallat olan soruları asla kendine sormamıştı: Beni seviyor mu? Benden daha çok sevdiği birisi var mı? Beni, benim onu sevdiğimden daha mı çok seviyor? Belki de aşka dair sorduğumuz, onu ölçmek, sınamak, kurtarmak, korumak için sorduğumuz tüm soruların aşkı bitirmek gibi bir etkisi oluyor. Belki de bir türlü sevemememizin sebebi sevilmeye hasret oluşumuzdur. Yani herhangi bir talebimiz olmaksızın, yalnızca onun yanımızda olmasını isteyerek, kendimizi eşimize vermek yerine, ondan bir şeyler (aşk/sevgi) istiyoruz."



56 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


bottom of page